Yerine getirilemeyecek şeyler için söz vermeyin. Söz vermek umut ettirmektir. Umut edenler umutlarının karşılığını almayı beklerler.  Umut verdiğiniz kişilerin umutlarını boşa çıkarmayın. Onları hüsrana uğratmayın. AKP genel başkanı “bu kardeşinize verin yetkiyi ülkeyi uçurayım” dedi. Bu millet verilen bu söze istinaden yetkiyi verdi. Kaç senedir ülkenin uçmasını bekliyor. Bir kalkınma programı yapılıyor. Bu programa bel bağlıyorlar. Bu programda tutmuyor. Ondan sonra milletin bütün umutları yıkılıyor. Umudun kırılması demek güvenin kaybolması demektir. Millet iktidarına karşı güvenini kaydederse. Artık ipler kopmuş demektir. Toplumlara ve kuruluşlara verilmiş sözler var. Mesela emekli göstergesinin 3 600 olacağı sözü verildi. Verilen bu söz yerine getirildi mi? Şimdi 2022 senesinin sonuna kara halledileceği söylendi. Seçim propagandası yapılmaya yön tutuldu. Seçimden sonrasında yapılacağının hiçbir garantisi yok. Panda mı döneminde sağlıkçılara söz verildi. Hem de öyle bir dönemde söz veril diki? Sağlıkçıların gece gündüz çalıştıkları. Evlerine dahi gidemedikleri bir dönemde.  Çocuklarını dahi göremedikleri bir dönemde. Gece balkonlardan sağlıkçıları onire etmek için. Balkonlara çıkıldı sağlıkçılar için alkış yapıldı. Ne kadar güzel bir davranış değil mi? Fakat onları her hareketimizle kandırmışız. Yazıklar olsun. Hepsi bir çırpıda unutuldu. Konuşmalarını kesmek için ceza getirildi. Maddi durumu bırakın. Manevi durumdan bile hüsrana uğratıldılar.  Emeklilikte yaşa takılanlar için ne bahane edildi?  Emekli olacaklar, sonra başka bir yerde işe girecekler çift maaş alacaklar. Yok öyle yağma denildi. Bu söylendiği zaman zaten ülkede çift maaş alanlar vardı. Milletvekilleri hem emekli maaşı alıyorlar. Hem de milletvekili maaşı alıyorlardı. Şimdi ise 5-6 maaşa alanlar var. Devletin görevi milletin çoluk çocuğunun rızkından keserek verdikleri vergileri yerinde kullanmaktır. Bu vergilerin içerisinde tüyü bitmemiş yetimlerin de hakkı var. Bu vergilerin çarçur edilmesi hiç hoş değildir. Önce bu millet için çalışanlarının hakkının verilmesi önemlidir. Öyle itibarda tasarruf olmaz diyerek har bulup harman savrulmaz. Her şeyin bir zamanı vardır. Allah aşkına İslamiyet’te haksız kazanç   elde etmek var mı? Komşusu aç yatarken kendisi tok yatan bizden değildir diyen. Yüce peygamberimizin bu söylemini nereye koyacaksınız? Allah’ımızın emri olan kul hakkı ile gelmeyin söylemini nereye koyacaksınız? Bu fuzuli harcamaların hesabı bu dünyada sorulmazsa? Öbür alemde mutlaka sorulacaktır. Çok zengin bir kişi hastalanmış. Kendisinden umudunu kesmiş. Çocuklarını toplamış. Evlatlarım ben iyi değilim. Ben ahrete intikal etmek üzereyim. Yalnız sizden bir isteğim olacak. Ben kabirde ilk gece yalnız korkarım. Benim yanıma bir gecelik biriniz yatın veya birisini yatırın ücretini de verin demiş. Bir gece kabre yatacak. Aileden çıkmamış. Yatacak olana yüksek ücret verileceğini beyan eden ilan vermişler. Epey beklemişler gelen olmamış. En sonunda dağdan odun getirip satan kişi ben yatarım demiş. Hemen geniş bir mezar kazılmış. Yatacak olan kişi için bir geniş hortum bağlamışlar hava alması için. Babalarını ve yanına yatacak olan oduncuyu da itina ile mezara yatırmışlar. Mezarı kapatıp gitmişler. Sorgu melekleri gelmiş. Bakmışlar mezarda iki kişi var. Bu zaten bizim. Şu misafir geleni sorguya çekelim demişler.  Başlamışlar oduncuya soru sormaya. Sen dünyada ne iş yaparsın. Odunculuk yapıyorum. Neyin var. Bir eşeğim, bir baltam birde içim var demiş. Eşeğin parasını neden buldun? Eşeğin samanını, suyunu zamanında verdin mi? İpim parasını nereden buldun. Baltanın parasını nereden buldun gibi sorularla. Sabahı etmişler. Adamın çocukları gelmişler mezarı açmışlar oduncuyu çıkarmışlar. Oduncu ter işerisin de şakın. Almışlar eve götürmüşler bir müddet sonra kendine gelmiş. Parayı çıkarmışlar buyur demişler. Ne parası kardeşim. Ben sabaha kadar. Bir eşeğin, baltanın, ipin hesabını veremedim. Bu paranın hesabını nasıl vereceğim demiş, parayı almamış. Ben babanızın bu kadar malın hesabını nasıl verecek onu merak ediyorum demiş. İşte sizlere kıssadan bir hisse. Saygılarımla NE MUTLU TÜRKİM DİYENE!