ORMANLAR YANMIYOR İNSANLIK YANIYOR

Allah’ın insanlara bahşettiği doğa harikası ormanlar yanıyor. O ormanlarda binlerce canlı yanıyor. O yanan canlıların canını bu ormanları yakanlar mı verdi? Daha önce yanan ormanların ne için yakıldığını biliyoruz. Hani mafyanın çökme diye tarif ettikleri olaylar var ya! Ormanların yanması da ayni onun gibi yanan yerin arazisine çökmek için yakılıyordu. Bunu geçtiğimiz senelerde çok yaşadık. O zamanlarda yazmıştım. Orman yakılarak elde edilen araziye 70 sene imar izni verilmez diye bir kanun çıkarılmış olsaydı. Birçok orman arazisi şimdi başkalarının malı olmazdı. Bu seferki orman yangınları tasarlanarak bir örgüt tarafından çıkarılmıştır. Bir günde ayni saatlerde 48 yerde orman yangını çıkmasının anlatılacak bir durumu yoktur. Bu insanlığı yakmakla eş anlamlıdır. Ormanda yaşayan binlerce canlı yandı. Köylülerin evler ekmek tekneleri olan hayvanları yandı bu bir doğa cinayetidir. Bir köylü kadın etlerimiz yanıyor derken. Hem hayvanlarının yandığını hem de onlarla birlikte bizim etimiz yandı demek istemiştir. Hayatta görülmüş bir olay değildir. Bir günde hemen hemen ayni saatlerde 48 yerde orman yangınının çıktığı. Bu bir doğa katliamıdır. Aynı zamanda insanlığın yanmasıdır. O kadar canlıyı öldürmek insanlığın ayıbıdır. Bu orman yangınları yangın olan yerlerdeki savcılar tarafından geniş kapsamlı araştırılmalıdır. Doğaya yapılmış bir saldırıdır. Gariban köylülerin evleri yandı. Hayvanları yandı. Bunlara acil yardım yapılmalıdır. Zaten kıt kanaat geçinmeye çalışıyorlardı. Evleri ve ekmek tekneleri de ellerinde uçtu gitti. Bir ailenin geçim kaynağı olan hayvanlarını yanmasının ne demek olduğunu tuzu kurular bilmez. Çünkü onların yedikleri önlerinde, yemedikleri arkalarındadır. Benim çocukluğumda bir ineğimiz vardı. Paraya çok ihtiyacımızın olduğu bir zaman oldu. Rahmetli babam bu ineği satmaya mecbur olmuş olmalı ki? İneği pazara satmaya götürdü. Evde hepimiz ağlamaya başladık. İçimiz yanıyordu. Daha da acısını yaşadık. Babam ineği satıyor. Eve gelirken parayı yolda düşürüyor. Günlerce ev halkı olarak ağladık. Bunu şunun için anlattım. Şimdi evi ve hayvanları yanan köylülerin ne durunda olduğunu gözümün önüne getirdim. Allah o köylülere sabırlar versin.  Biz ülke olarak doğamızı koruma alışkanlığımız yok. Doğa ile oynuyoruz. Halbuki doğa ile oynanmaz. Kendi malımızı nasıl koruyorsak. Doğayı da öyle korumalıyız. Neden orman koruma memurları var? Bunlar laf olsun diye yapılmadı. Nasıl asker kışlasında nöbet tutuyorsa? Bunlara da imkân sağlanarak ormanda nöbet tutmaları sağlanmalıdır. Tarım bakanı derhal istifa etmelidir. Veya görevden alınmalıdır. Türk hava kurumunun (THK) yangın söndürme uçakları var. İhale açılıyor. THK bu ihalelere alınmıyor. Ne imiş? Uçaklarının motoru yokmuş. Uçaklarının motoru olmaya bir kurum aptal mıdır ki ihaleye girmek için müracaat etsinler. Orman ve tarım bakanı Rusya dan yangın söndürme uçağı kiralıyor. Kaç tane uçak kiralamış iki tane. Neden THK ile iş birliği yapmıyor. Yanılmıyorsa ellerinde 6 tane tam donanımlı uçak var. Kendi kurumumuzla iş yapmıyor. Gidiyor Rusya dan uçak kiralıyor. Bu bakanın söylemlerine çocuklar bile inanmaz. Yazıklar olsun. Ne imiş uçaklarının motoru yokmuş. Bu THK’na hakarettir. Beyler her şeye para buluyorsunuz. Madem paranız var. Rusya dan her bölge için ayrı ayrı uçak kiralayın. Yangına ne kadar erken müdahale edilirse o kadar az orman alanı yanar. Ormanı olmayan bir ülke her türlü doğa olayını yaşamaya mahkumdur. Bu seferki bu orman yangınları örgütsel bir olaydır. Bu olay mutlak incelenmelidir saygılarımla. 
Türküm, doğruyum, çalışkanım, ilkem; küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi, özümden çok sevmektir.  Ülküm, Yükselmek ileri gitmektir. Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe, durmadan yürüyeceğime ant içerim. Varlığım Türk varlığına armağan olsun. 
Türkiye laiktir, laik kalacaktır. Ne mutlu Atatürkçüyüm diyenlere! Ne mutlu cumhuriyetçiyim diyenlere! Ne mutlu Türk milliyetçisiyim diyenlere! Ne mutlu varlığım Türk varlığına armağan olsun diyenlere! Ne mutlu demokratım diyenlere! NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!
                                                           30 – 07 – 2021 Mustafa KOÇAL