NAZİK KONULAR DİYE SUSMAK YANLIŞ OLUR

Sevgili okuyucularım. Öyle çirkin ‘ öyle kötü ve yanlış hadiselere şahit oluyoruz ki ‘ tüylerimiz diken diken oluyor ve utanç duyuyoruz. Ancak konuşması gerekenler susuyorlar. "Nazik bir mesele” diyerek konuşmuyorlar. Bazende “ bizimle aynı görüşteler ‘ aynı tavanın balıklarıyız ‘ aynı ideolojinin sempatizanlarıyız” diyerek mesele ört bas edilip ‘ unutturulmaya çalışıyorlar. Neticede ‘ toplum olarak zarara uğruyoruz. Hal bu ki şanlı Peygamberimizin s.a. “ümmetimin ihtilaf ettiği (görüş ayrılıklarına düştüğü konularda rahmet vardır.” Mesajını anlayıp ‘ tatbik etseydik ‘ hoşgörü ve meşru sınırlar icerisinde tartışabilseydik ‘ nazik konu diye susmasaydık ‘ yaşadığımız bunca çirkinlikleri yaşamaz ve daha mutlu olurduk. Peki ‘ nedir bu nazik konular ‘ gelin birlikte bakalım. Mesela-müslüman bir milletin askeri ‘ subayı ‘ komutanı ‘ daha doğrusu ordusu da elbette müslüman olacaktır. Devletin (milletin) Ordusu milli bünyeye uygun şekilde yetiştirilmesi için ‘ her türlü tedbir alınmalıdır. Allah ‘ Allah nidalarıyla savaşa giden ve düşmanla çarpışan Mehmetçiğin ‘ dini bilgilerle donanımlı olması asla laikliğe aykırı değildir. Aynı şekilde ‘ din ve inanç istismarcılarının tuzaklarına düşmemeleri için gerekli bilgi ve donanımların öğretilmesi de bir mecburiyettir. Eri ile ‘ komutanı ile Mehmetçik ‘ yüce dinimiz islamın vahdet (birlik) dini olduğunu mutlaka bilmelidir. Bilsinki şıh ‘ seyyit ‘ cemaat geçinen şarlatanların tuzaklarına düşmesin. Yeni 15 temmuzlar yaşanmasın. Ben 1965’lerde bazı tarikat önderlerinin tertip ettiği haftalık toplantılara nice subayların katıldığını bilirim. Hatta zikir meclislerinde zekeriyya Peygamberin hızarla kesilerek şehit edilmesini sembolize eden sesin çıkarıldığı ayinlerde rahatsızlaşan subayları görmüşümdür.
Sevgili okuyucularım. Bu bağlamda merhum Gazi Nustafa Kemal Atatürk'ün almış olduğu tedbirler yaşatılmalıdır. O koca lider- Askeri Emperyalizi ‘ İktisadi- Emperyalizmive Kültür Emperyalizmi'ni ret etmiş ‘ çıkar yol olarak görmemiştir. “Ey Türk Titre ve Kendine Dön “ diyen bilge Han’ın bu sözü “ Ey Türk yabancı kültürün tesirinden kurtul “şeklinde anlaşılmıştır. Öylede olmuştur. Bu sefer “din yoluyla ‘ mezhep yoluyla ‘ tarikat yoluyla ‘ cemaat ayaklarıyla “ kültür Emperyalizmi yeniden hortlatılmıştır. Atatürk'ün getirdiği “ teşkilatı Esasiye kanunu ve 3 Mart 1924 te kurulan ‘ Başbakanlığa bağlı olan “ Diyanet işleri Bakanlığı “ bu noktada çok önemli rol oynamıştır. Ne yazıkki ‘siyasi hırs ‘ siyasi rekabet ve siyasi ihtiraslar uğruna yapılan değişikliklerle 1938 ‘den sonra bu kurumda yıpratılmıştır. "Nazik konular" kervanına katılmıştır. Türkiye ve Türk milleti olarak yaşadığımız 15 Temmuz 2016 fetö ihaneti de bu teşkilatın “siyasi malzeme” olarak birileri tarafından kullanılması yüzündendir. Susmak ‘ korkmak çare değildir. Görüş ayrılıklarımız ‘ farklı düşüncelerimiz elbette olacaktır. Bunları mutlaka güven ortamı içinde tartışmalıyız. Çıkar yol budur. Gerisi fiyaskodur.