KUL HAKKI

İnsanların birbirlerinde bir maddi birde manevi hakları vardır. Maddi hak alışverişten dolayı doğacak olan haklardır. Manevi hakta söylemlerden dolayı doğacak olan haklardır. Arkadaşlıktan doğacak hak olduğu gibi. Komşuluk hakkı dahi oluşmaktadır. Hanı derler ya komşu komşumun dumanına muhtaçtır derler. Bu söylem her türlü hakkın doğabileceğini göstermektedir. Dumana muhtaç olunmayacağı bellidir. Kötü olan bir dumana muhtaç olunmayacağına göre. Bu söylem her türlü hakkın doğabileceğini belirtmek için söylenmiştir. Bir komşum olsun da ben onun dumanına dahi katlanırım demektir. Arkadaşlık hakkı olduğu gibi komşuluk hakları da vardır. Buradan şuraya gelmek istiyorum. Kul hakkının nasıl oluşacağını anlatmaya çalışacağım. İnsanlar bazı iş yerlerinde, kurum ve kuruluşlarda. Maaşlı veya günlük yevmiyeli çalışanlar vardır. İslamiyet’te bir tabir vardır. Çalıştırdığın kişinin hakkını teri kurumadan ödeyin denilmektedir. Bunu anlamı işçinin hakkını geciktirmeyin demektir. Şöylede yorumlana bilinir. Bugün git yarın gel demeyin. Onunda ihtiyacı vardır anlamı da doğmak tadadır.  Kul hakkı ne demek oluyor? Kurumlarda olsun, şirketlerde olsun, günlük yevmiye ile çalışanlar olsun. Hak ettiği ücretin verilmemesi veya eksik verilmesi. Vermeyen tarafından hakkının gasp edilmesi demek. Kul hakkının yenmesi demektir. Çalışanın hakkının zamanında ödenmesi germektedir. Ödentinin gecikmesi veya verilmemesi kul hakkın yenmesi demektir. İslamiyet’te kul hakkı önemlidir. Allah kul hakkı konusunda şöyle buyurmuştur. Her şeyi af ederim. Yeter ki huzuruma kul hakkı ile gelmesin şeklindedir.  Onun için İslamiyet’te kul hakkı çok önem arz etmekte dedir.  Günümüzde maalesef kul hakkına önem verilmemekte dedir. Yüksek makamda olanlar bu kul hakkına hiç itibar etmemekte dedir. Çalışanların hakkı laiki ile verilmemektedir. Ülkemizde kul hakkı yemenin ne demek olduğunu bilmeyen dahi vardır. İnsanların hakları verilmiyor. Haklarını aramak için eylem yapanlarda polisin müdahalesi ile karşılaşmaktadır.   Şu anda Muğla tarafında saat 20 civarında orman yangını çıktığı haberi geldi. Geçen seneki orman yangınlarından ders alınmamış. Gece görüşlü yangın söndürme uçakları alınmamış yangını yangın bölgesinde olanlar kendi imkanları ile söndürmeye çalışıyorlar. Orman yangınları konusunda geçen sene sınıfta kalmıştık. Bu senede sınıfta kalınacak gibi görünüyor. Ülkenin hangi kurumu doğru dürüst dört dörtlük çalışıyor ki orman bakanlığı çalışsın. Sallan başın al maaşını. Vatandaşın hiçbir derdi çözüme kavuşamıyor. İktidar kendi ikbalinden başka bir şey düşünmüyor. Vatandaş ne yaparsa yapsın. Adeta vatandaş unutulmuş gibi. İktidar kendisi de ne yaptığını ve yapacağına karar vermiş değil. Kendisini kurtarmanın çarelerini arıyor. Kimler kiminle olacak dedirtecek olaylar olacak gibi gözüküyor. 6’lı masanın altında birisi var diyorlardı. Onu merak ediyorlardı. Masanın altındakini merak etmelerinin sebebi belli oldu. Onları kendi yanlarına çekmek istiyorlarmış. Fakat küçük ortağı ikna etmeye uğraşıyorlar. Allah çarşınıza Pazar versin. Saygılarımla. 
Türküm, doğruyum, çalışkanım, ilkem, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi, özümden çok sevmektir. Ülkem, yükselmek ileri gitmektir. Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe, durmadan yürüyeceğime ant içerim. Varlığım Türk varlığına armağan olsun. 
Türkiye laiktir, laik kalacaktır. Ne mutlu Atatürkçüyüm diyenlere! Ne mutlu cumhuriyetçiyim diyenlere! Ne mutlu Türk milliyetçisiyim diyenlere! Ne mutlu varlığım Türk varlığına armağan olsun diyenlere! Ne mutlu demokratım diyenler! NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!
                                                  22- 06 – 2O22 Mustafa KOÇAL