İktidar eskisiyle yenisiyle dört koldan çalışıyor. Ancak çok nafile iş işten çoktan geçmiş. Vatandaş zor geçiniyor, yoklukla mücadele ederken kimseyi dinlemiyor. Bu da gelecek seçimlerde Adalet ve Kalkınma Partisini hayli zorlanacağını gösteriyor. Rahmetli Süleyman Demirel’in sıkça söylediği bir söz vardı. Tencerenin deviremeyeceği hükümet yoktur. Demek ki Demirel doğru söylemiş ancak iktidardan kopmamak için eskisi yenisi tam saha pres çalışıyorlar ancak hiçbir işe yaramıyor nedenini şöyle açıklayabilirim; AKP eski milletvekillerinden Dr. Hüsniye Erdoğan bir televizyon programında Ak partinin zamları minik minik yaptığını söyleyerek bazı örnekler verdi. Halkı ikna etmeye gayret ediyor ve şöyle diyor, “hani kaleciye şut çekerlerde kaleci o topu göğsünde yumuşatır ya işte yapılan zamlar aynen öyle yumuşak yumuşak.” Haklı sayın vekil, bizde senin gibi 25 bin lira maaş alsak o zamlar bize de yumuşacık gelir ancak asgari ücretlilere bu zamlar batıyor. İnsanların canını acıtıyor. Kısacası sayın vekil öyle anlatıyor ki sanki zam değil zamcık yapmışlar. Vatandaş artık bu sözlere inanmıyor sanırım. Onlarda bunun farkında. Bu nedenle eski taktikleri yeniden deniyorlar ve eski vekil Dr. Hüsniye Erdoğan yaptığı televizyon programında bir kez daha dinimizi kullanarak şöyle diyor; “Peygamber efendimiz şöyle buyurmuş midenizin üçte birini boş bırakın üçte birini sıvıyla doldurun üçte birini katı ile diğer üçte biri boş kalsın buyurmuş” ne güzel zamlardan sonra inanan da inanmayanda midesinin yarısını zaten boş kalıyor sayın vekil kendinizi hiç yormayın millet uyandı söylediğiniz o ninniler hiçbir işe yaramaz.
EN BÜYÜK BALKART BAŞKA BÜYÜK YOK
Yakın bir arkadaşım % 69 engelli tam teşekküllü hastaneden aldığı sağlık raporunu sosyal Politikalar aile bakanlığı bürosuna götürüp Bakanlığın kimlik kartını aldı. Yasa gereği bu kartla belediye otobüslerinden ücretsiz yararlanma hakkı var Devlet demir yollarından ona keza ücretsiz yararlanıyor. Şehirlerarası otobüsler % 25 indirim uyguluyor. Bu uygulamaları bildiği için TTM’de belediye otobüsüne binerken bakanlıktan aldığı engelli kartını gösteriyor. Aracın şoförü karta bakıyor ve aynen şöyle diyor bu defalık binin ancak Bal kart almanız gerekiyor yoksa bir dahaki sefere bindirmem diyor. Arkadaşım nazik bir şekilde bir şey sorabilir miyim diye soruyor? Bakanlık mı büyük Belediye mi? Şoför sessiz ben onu bunu bilmem Balkart alacaksın yoksa otobüse binemezsin. Ayıp ayıp elinde bakanlığın kartı var hala balkart diyorlar ne yapalım. En büyük BalKart başka büyük yok. Aslında yazmasam da olurdu ancak dayanamadım konu hazır Belediye otobüslerinden açılmışken çok merak ettiğim bir konuyu daha ele almak istedim. Otobüs şoförleri işe alınmadan önce herhangi bir testten geçiyor mu? yoksa Belediye Başkanı hangi partidense o partiden olması yetiyor mu? IQ’leri ölçülüyor mu? Bunları neden mi yazıyorum 17 Ekim Pazartesi günü eşimle birlikte çarşı merkezine gitmek için otobüse bindik. Otobüsün içi sıcacıktı sağ olsun şoför arkadaş kaloriferleri yakmış. O gün bulutlu ve serin bir hava vardı. Çarşıda işlerimizi bitirip evimize dönmek için başka bir otobüse bindiğimizde bu sefer klimanın çalıştığı bir araçla karşılaştık oysa hava bulutlu ve hayli serindi. Güneşin yüzünü hiç görmediğimiz halde şoför arkadaş gözüne RAY – BAN gözlüklerini takarak serin havada buz gibi klima ile otobüsün içini kendi zevkine göre buz gibi yapmış anlamak çok zor.
Yorum yapın