Havaların soğumasıyla birlikte beslenme şeklimizde değişikler olmakta. Peki neden genellikle kış aylarında yağlı ve şekerli besin tüketimimiz artar? 
Isı kaybıyla oluşan enerji kayıplarını gidermek için vücut daha fazla enerjiye ihtiyaç duyabilir 
Yemek yedikten sonra kalorinin metabolize edilmesiyle ısınırız. Yağlı ve şekerli besinler tükettiğimizde kan şekeri oranımız hızla yükselir ardından hızlı bir düşüş olur ve kısa süre sonra kendimizi daha aç ve üşümüş hissederiz. Bu hisle birlikte tekrar yemek yeriz ve bir döngünün içine girmiş oluruz. 
Dengeli ve düzenli beslenmek, sağlıklı ara öğünler yapmak kilo artışının önüne geçebilir. Yanınızda taşıyabileceğiniz ve lif içeriği yüksek ara öğünler tercih etmek etkili olacaktır. 
D vitamini eksikliği kilo artışını tetikler 
Kış günleri güneş ışınlarına maruz kalma süremiz azalır. Daha az D vitamini sentezlememiz daha az serotonin üretmemiz demektir. Serotonin eksikliği bizim aç, mutsuz ve yorgun hissetmemize sebep olur ve yüksek karbonhidrat içeriğine sahip besinlere yönelimimizi arttırır. Kış günleri günlük 25 dakika güneşle temasımız bizi bu durumdan kurtarabilir. 
Kısıtlanan hareket kilo artışının en önemli nedenlerinden 
Soğuk havayla birlikte evde geçirdiğimiz süre artıyor. Fiziksel aktivitenin az olması, gecelerin uzamasıyla birlikte televizyon başında fazla zaman geçirilmesi ve atıştırma isteği gibi nedenlerden dolayı vücut ağırlığında istenmeyen artışlar olabiliyor. 
Güneşli saatleri değerlendirerek açık hava yürüyüşleri hem hareketimizi arttıracak ve bize zindelik kazandıracak hem de psikolojik olarak bize iyi gelecektir. 
Azalan susama hissi 
Kış aylarında azalan susama hissi ile sıvı tüketimimiz azalmaktadır. Sıvı tüketiminin azalmasıyla yorgunluk, halsizlik hissi ve baş ağrısı şikayetleri de beraberinde gelmektedir. Yeterli sıvı alımı vücudumuzdan ödem atmaya yardımcı olacaktır. 
NELER YAPALIM? 
Her dönemde olduğu gibi kış aylarında da dengeli ve düzenli beslenelim. Öğünlerimizde beş besin grubunda bulunan besinlerden yeterli miktarda ve çeşitliliği sağlayarak ekleyelim. 
Mevsimine uygun olarak beslenelim. Günde 2 porsiyon meyve ve 3 porsiyon sebze tüketelim. 
Bağışıklık sistemini güçlendirici özelliği olan A ve C vitamini gibi antioksidan vitaminlerden zengin, havuç, brokoli, kabak, lahana, karnabahar, maydanoz gibi sebzeleri ve kış aylarında bolca bulunan portakal, mandalina, elma gibi meyveleri tüketelim. 
Soğuk algınlığı ve diğer enfeksiyonlara karşı vücut direncini arttıran E vitamini içeren besinleri beslenmemize ekleyelim. E vitaminin iyi kaynakları; yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller ve fındık, ceviz gibi yağlı tohumlardır. 
Balık, çoklu doymamış yağ asitleri (omega 3), kalsiyum, fosfor, selenyum, iyot mineralleri ve E vitamini içerir. Bu nedenle kış aylarında haftada 2-3 kez balık tüketelim. 
Vücut ısısını dengede tutabilmek için sıvı alımımız oldukça önemlidir. Bu nedenle, her gün en az 2-2.5 litre su içilmelidir. Kış aylarında bağışıklığımızın güçlenmesine de yardımcı olacak ıhlamur, adaçayı, kuşburnu çayı gibi bitki çayları tercih edebiliriz. 
TATLI VE ATIŞTIRMALIK İSTEĞİMİZE SAĞLIKLI ALTERNATİFLER VE ARA ÖĞÜN ÖNERİLERİ 
Tatlı Atıştırmalıklar: 
Kuru kayısı + ceviz , 
Hurma + fındık , 
Hurma + fıstık ezmesi, 
Muz+ kakao, 
Süt+ kakao / tarçın 
Elma + tarçın, 
Yoğurt+yulaf+meyve+tarçın 
Tuzlu Atıştırmalıklar: 
Leblebi + ayran, 
Wasa+ lor peynir 
Karabuğday patlağı + ayran 
İnce kıyılmış karnıbahar +nar+ limon suyu 
Haşlanmış mısır + ayran 
Yoğurt+dereotu+galeta