GEÇİM SIKINTISI HER ŞEYİN ÖNÜNE GEÇTİ

Son zamanlarda yapılan ardı arkası kesilmeyen fiyat artırımları sonucu maalesef dar ve orta gelirliler için geçim sıkıntısı oluştu ve geçim sıkıntısı her şeyin önüne geçti. Cumartesi pazarında fiyatlara baktığınızda durum zaten ortada. Bazılarının dediği gibi fiyatlar düşmedi aksine arttı. Salatalık ve kabak gibi ürünlerin fiyatı düşse de bamya, börülce, havuç, domates, patlıcan, fasulye gibi ürünlerin fiyatı aynı şekilde devam ediyor. Bamya, börülcenin fiyatı sabah 40 lira akşamüstü ise 35 lira. Meyvelerin yanına ise yaklaşılacak gibi değil. Üzüm 20 lira, şeftali 20 lira. Muz ise artık evlere girmez oldu.
Peynir ise aldı başını kaçtı. İzmir Tulum. Kelle Manyas gibi peynirlerin kilosu 120 liradan başlıyor. En ucuz taze peynirin kilosu ise 60 lira, bir tık üstü ise 80 lira. İnanın, insanın canı pazara gitmek istemiyor.
Türk lirasının döviz karşısındaki değer kaybı, önlenemeyen enflasyon, zamlar ve gittikçe düşen alım gücü hepimizin belini büküyor. Temel gıdalar ile doğalgaz, elektrik, su gibi ihtiyaçlara gelen zamlar herkesi çok zorluyor. İnsanlar bu süreçte fiyat algısını da yitirdi. Gördüğü ve alacağı ürün iyimidir? Kötümüdür? Pahalımıdır? Ucuz mudur? Anlayamıyor. Ancak, bir gerçek var bugün almazsanız yarın daha pahalı alacağınız kesin
/////
FİL DEYİP GEÇME

Bir file sorsalar en rahat yer neresi diye, herhalde büyük bir buzdolabı diye tarif ederdi. Zira hem sıcak bölgelerde yaşadığı, hem de çok iri olduğu için vücudunun fazla su üretmesinden dolayı devamlı serinleme ihtiyacı hisseder. Bunun için, yelpaze kulaklarının arkasındaki deri vücudunun diğer kısımlarına göre çok ince yaratılmıştır. Kulak arkasındaki bölgelerin derisi hem çok incedir, hem de çok muazzam bir zengin kan damarı ağı ile donatılmıştır.

Vücudunun sıcakkanı buradan geçerken kulaklarını yelpaze gibi sallayarak tıpkı radyatör gibi ayarlanmış bu bölgeden ısı kaybeder. Böylelikle bedenine yerleştirilen bu özel sistemle kolaylıkla serinler.

Bu yelpazeleme hareketi serinlemelerini sağlarken bir yandan da arkadaşlarını haberleşmeyi sağlar. Bir bakıma filler kulakları ile konuşurlar diyebiliriz.

Bu yüzden yavru filler doğar doğmaz kulak lisanını öğrenmeye başlarlar. Ayrıca, birini görünce kulaklarını sallamaları de bir tür sevgi gösterisidir.

Filler çok güçlü bir hafızaya sahiptir ve asla unutmaz. Dilleri birbirinden ayırabilirler. Sevdikleri bir topluluğun sesi ile sevmedikleri veya onlara kötü davranan bir kabilenin sesine farklı tepkiler verirler. Filler birbirlerinin ayak seslerini 10 km öteden duyabilir. 

Kulakları çok hassastır. Kocaman görünseler de filler yüzmeyi çok sever ve çok iyi yüzerler. Uzun mesafeleri yüzerek geçebilirler. Filler çok duygusal, merhametli ve yardımsever hayvanlardır. Kocaman bir vücudu olsa da arılardan çok korkarlar. Çok duygusal bir hayvan olan fil, ölüm karşısında yas tutar ve uzun süre üzülür. Fillerin kalbi 5 kilo, kalbi ise 20 kilo ağırlığındadır.