FELAKET ÜZERİNE FELAKET YAŞIYORUZ

Felaket üzerine felaket yaşıyoruz. Bu kadar felaket üzerine felaket yaşamamızın tek sebebi tedbirsizliktir. Yaşadığımız hiçbir felaketten ders almıyoruz. Deprem felaketi yaşadık. Sel felaketi yaşadık. En sonda orman yangınları felaketini yaşıyoruz. Orman yangınları günlerdir devam ediyor. Bu orman felaketinin suçluları bulundu. CHP’li belediyeler bu orman yangınlarının müsebbibi gösterildi. Yerleşim yerlerinde yangı çıkmış da? Yerel yönetimler bu yangını söndürememiş de?  Ormanlara sıçramış gibi gösteriliyor. Bu çaresizliğin göstergesidir. Olay iddia edildiği gibi gerçekleşmiş değildir. Ormanlardan yerleşim yerlerine gelmiştir. Orman bakanının savunması çok manidardır. Yangın çıkınca vatandaşın güvenliğini korumak için. Orman muhafaza elemanlarını kullandık. Yangının yanmasına izin verdik diyor. Vatandaşın güvenliğini sağlamak yerel yönetimlerin görevidir. Orman muhafaza elemanlarının görevi ormanı korumaktır. Bu yanlış bir savunmadır. Çaresizliğin göstergesidir. Helikopterler böyle bir büyük yangında faydalı olmaz.  Helikopter ancak nokta yangınlarını söndürmede kullanılır. Yaygın yangınlarda mutlaka yangın söndüreme uçakları kullanılır. 50 helikopterin yapacağı bir işi 4-5 yangın uçağı yapabilir. Yangının bu duruma gelmesi yangın söndürme uçaklarının olmamasındandır. Kiralık yangın uçakları kendi milli uçaklarınız kadar faydalı olamaz. Bir pilot araziyi tanımıyor. İkincisi yabancı pilot kendisini garantiye almak için suyu yüksek irtifadan bırakır. Milli v e yerli pilot ise hem araziyi tanır. Hem de suyu yangının göbeğine bırakır.  Kiralık yangın uçağı alacağı parayı düşünür. Yerli ve milli pilot yangını daha hızlı nasıl söndürebileceğinin hesabını yapar. Kaybolan bir eşeği sahibi canını dişine takarak arar. Yabancı ise şarkı söyleyerek arar. Bu her işte böyledir. Kiralık bir uçağa ödene para ile elinizdeki 2-3 uçağın bakımı yapılarak uçacak duruma getirilir. Gelelim Türk Hava Kurumuna (THK) Atatürk tarafından kurulmuştur. Hem pilot yetiştirmek hem de havacılığı geliştirmek içindir. Sonra ormanları koruma görevi ile yangın söndürme uçakları alınmıştır. Geliri kurban derilerindendir. Sonra bu kurban derilerinin gelirine başka kurumları da ortak ettiler. Bir ara yangın söndürme uçak sayısı 19’za kadar çıktı. Senelerce yangıların söndürülmesinde görev yaptılar. Dış ülkelerdeki yangınlara yardıma gittiler. Şimdi tam tersi oldu. Yabancı ülkelerden yardım istiyoruz. İktidar ile arası bir türlü bağdaşmadı. Yönetimine kayyum atandı. Dışarıdan yangın söndürme uçakları kiralandı. THK uçakları çürümeye terk edildi. Yine de elinde 3-4 faal uçağı olmasına rağmen orman yangınlarında görev verilmedi. Bir tane dahi olsa kiralık iki uçaktan daha faydalı olurlardı. Tutturmuşlar uçakları eski diyorlar. Eski uçak yoktur. Bakımsız uçak vardır. Tarım ve orman bakanı bizim envanterimizde yangın uçağı yok diyor. Envanterinizde yangın uçağı yokta neden? Yangın uçağı kiralıyorsunuz? Yangın başladığı anda THK uçakları görevlendirilseydi. Yangı bu noktaya gelmezdi.  İnat ediyorlar. Bu kurum Atatürk’ün kurduğu bir kurum olduğu için. Ülkenin menfaati olan bir şeyde inat edilmez. Ülkenin durumu daha da kötüye gidiyor. Bu uçakların bakımı için 4 milyon dolar bulunamaz iken. Somali ye 30 milyon dolar hibe ediliyor. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusudur. Önce can sonra canan gelir. Çünkü burada ülkenin menfaati mevzubahis. THK’na yapılan yanlışlık ülkeye pahalıya mal oluyor. Ormanlarımız cayır, cayır yanıyor. Milletin canı yanıyor. Ülke kan ağlıyor. Halen siyasi menfaat düşünülüyor.  Saygılarımla.

Türkiye laiktir laik kalacaktır. Ne mutlu Atatürkçüyüm diyenlere! Ne mutlu cumhuriyetçiyim diyenlere! Ne mutlu Türk milliyetçisiyim diyenlere! Ne mutlu varlığım Türk varlığına armağan olsun diyenlere! Ne mutlu demokratım diyenlere!

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!