ÇOK YÖNLÜ MİSAFİR SEVERLER

Kime sorsanız biz Türkler misafiri severiz, evlerimizde girmenin yasak olduğu ve aslında misafirin bile alınmadığı  misafir odası vardır. Turistleri kazıklamak, deplasmana gelen futbol seyircisine küfür etmek, saldırmak gibi şeyler düşünüldüğünde aslında pek misafir sever değil de misafir savar olduğumuz düşünebilir.

Özellikle son zamanlarda misafir kültürü de oldukça değişti. Misafir umduğunu değil bulduğunu yer atasözü rafa kalktı. Misafir gelecek diye yapılan köfteler, zeytinyağlılar, pilavlar, tatlılar dostlar arasında yarış haline geldi ve maliyetlerde yükseldi. BU yüzden yemeğe misafir çağırma işi de oldukça azaldı.

 Misafire ikramda bulunmak dinen de önemli ve gerekli. Bunu yaparken de olayı abartmamak lazım. Günümüzde misafir artık külfet haline dönüştü. Çat kapı misafir anlayışı tarih oldu. Aslında misafir için o kadar hazırlığa gerek yok. Misafir buyursun gelsin siz o anda ne yiyorsunuz onu yesin. Ayıp olur mantığını gerçekten bırakmak gerekiyor. Misafir çat kapı gelsin. Evde yemek yoksa bile  bir çorba yapacak malzeme vardır zaten.  Eve gelen misafire gösterilecek güler yüz evin bereketini arttırır. Sevgiyi, kardeşliği güçlendirir. Bugün ise misafir kabulu paraya dayalı oldu. Asıl amacından saptı. Gösteriş, yarış ön plana çıktı. Eskiden tarhana çorbası, karpuz, makarna tamamdı. Misafir de etli sütlü aramızdı. Eski günlere dönmek ve gidilen yeri külfete sokmamak gerekir. Gidilecek yerde ayıp olur düşüncesi ile olayı abartmamalı ve masrafa girmemelidir. Gelinin beklentisi büyük olmamalıdır. Ne varsa onu yemelidir. Geçmişte olduğu gibi bugünde misafirliği yaşatmak bizim elimizde ve bunu yapmalıyız.