Bir arkadaşım dün aradı ve gittiği hastanede doktorun kendisini tam 5 dakikada muayene edip gönderdiğini belirtti ve sonuçtan memnun olmadığı için başka bir doktora gideceğini söyledi. Arkadaşım haklı. Size soruyorum, 5 dakikada muayene olur mu?

Hastanın şikayetlerinin dinlenmesi, muayenesinin yapılması, yaptırdığı tetkiklerin gözden geçirilmesi, bu bilgilerin reçeteleme sistemine kaydedilmesi, reçete yazılması, hastaya hastalığı ve tedavisi konusunda bilgi verilmesi, ek sorularının cevaplanması aşamaları için yaklaşık 20 dakika gerekmektedir. Devlet Hastanesi ile Eğitim Araştırma Hastanelerinde ortalama 17,5 dakika, Üniversite Hastanelerinde ise ortalama 23 dakika gerektiği düşünülmektedir.

Kamuoyu ise bir doktorun bir hastaya en az 10 dakika, ideal olarak 20 dakika süre ayırması gerektiğini ve bir doktorun da günde 25-40 hasta muayenesi ile hem iş veriminin daha iyi olacağı hem de hastanın daha doğru bir şekilde sağlık hizmet alacağı noktasında hemfikir.

Hasta muayene sürelerinin kısa tutulması, hastaların ve doktorların aleyhine olan bir şey aslında. Kendini tam olarak ifade edemediğini ve tam olarak bakılmadığını düşünen hasta doktor doktor gezmeye başlamakta ve doktorların iş yükünü çoğaltmaktadır. Hastalar daha iyi, daha kaliteli muayeneyi hak ediyor diye düşünerek güne başlayan doktorlar muhakkak vardır. Onlar da bıkmazlar umarım.


DİSLEKSİ DAYAĞI

Afyonkarahisar’da bir öğretmen öğrencisi ile olarak disleksi raporu isteyince dayak yiyor. İlkokuldaki  çocuğunla daha çok ilgilenilmesini isteyen veli ile sınıf öğretmeni bahçede konuşurken velinin yanındaki kişi öğretmene saldırıyor. İddia bu.

Önce disleksi nedir? Ona bakalım. Öğrenme güçlüğü olarak bilinen disleksi, bir bireyin normal zeka düzeyinde olmasına rağmen dil, okuma, ve yazma becerilerinde sorunlar yaşamasına neden olan bir özel öğrenme bozukluğudur.

Veli anladığım kadarı ile çocuğunun bu durumunu kabul edemiyor. Ben özel eğitim okulu müdürlüğü yaptığım yıllarda buna benzer olaylarla karşılaştım. Zihinsel engelli olduğu için okula öğrencilerin velileri çocuklarının bu özel durumunu kabul etmekte zorlanıyordu. BU çok normal bir durum. Bu yüzden engelli bireylerin velileri ile konuşurken dana nazik, daha sabırlı olmak ve empati yapmak gerekir.

Bir öğretmen sorun olarak gördüğü öğrenciyi gözden çıkarmamalı ve elinden geldiği kadar o öğrenci ilede ilgilenmelidir. Dikensiz gül bahçesi olmaz. Her çocuk aynı öğrenme düzeyine sahip değildir ve her öğrenci ile ilgilenmek öğretmenin asli ve vicdani görevidir.