30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI

30 Ağustos Zafer Bayramınız kutlu olsun. Bu zaferi kazananlardan Allah razı olsun. Mekanları cennet olsun. Bugünü bayram olarak kutlayanlardan da Allah razı olsun. Kutlamayanlara diyecek bir şeyim yok. Yalnız şu hatırlatmayı yapmakta fayda var. Bu zafer kazanılmamış olsaydı? Bugün Türkiye Cumhuriyeti devleti olmazdı. Bu kararın verilmesi çok zor bir karardı. Çünkü İngiliz destekli Yunan ordusu bizim ordumuzdan sayıca üstün idi. Ordumuzun çoğu gönüllülerden idi. Ordumuzun komutanı da Mustafa Kemal Atatürk idi. Harp tekniğini çok iyi bilen bir komutanımızın olması bizim avantajımız idi. Yunan ordusunun arkasında İngilizler var. Türk ordusunun arkasında ise. Ordusuna ve komutanı Mustafa Kemale inanmış Türk milleti vardı. Bu zaferi başlatan başkomutan Mustafa Kemal Atatürk bu güven sayesinde bu taarruz kararını vermiştir. 26 Ağustos tarihinde büyük taarruzu başlatıyor. Ankara ayrılırken oradakiler taarruz başlatıldığından 15 gün sonra İzmir’deyiz diyor. Fakat İzmir’e 14 günde giriliyor. Bu kadar harp konusunda tecrübe sahibi olan bir komutan yoktur. Girdiği bütün savaşlardan muzaffer olarak çıkmıştır. Var mı dünya da böyle bir lider? Dünya asrın lideri olarak Mustafa Kemal Atatürk’ü seçtiğine göre demek ki yok muş. Ülkeyi düşman istilasından kurtaran. Osmanlının küllerinde Türkiye Cumhuriyeti devletini kuran böyle bir lider ancak minnet ve şükranla yad edilir.  30 Ağustos Zafer Bayramı münasebeti ile Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü. Minnet ve şükranla yad ediyorum. Ruhu şad mekânı cennet olsun. Kimseye de Atatürk’ü sevinin demiyoruz. Yeter ki gölge etmeyin başka ihsan istemiyoruz. Fakat hakaret etmeyin. Sesimiz çıkmıyorsa nezaketimizdendir. Biz böyle değildik. Ne oldu da ülkede Atatürk düşmanlığı arttı? Eserleri birer birer yok ediliyor. Unutturulmaya çalışıyor. Ne yaparsanız yapın. Bu ülke 5 sene sonra sizi unutur. Kendinizin sevildiğinizi zannediyorsanız aldanıyorsunuz. Baskı ile şiddetle insan sevilmez. İnsan tatlı dili ile ve hoşgörülüğü ile sevilir. Şiddet şiddeti getirir. Baskı baskıyı getirir. Nefret nefreti getirir.  En acı söylem ise. Acı dilden çıkan söylemdir. Ve geçmişin güzelliklerini inkâr etmektir.  Tatlı dil yılanı kovuğundan çıkarır derler. Bu laf boşuna söylenmiş bir laf değildir. Atatürk’ü devamlı kötülüyorlar ellerine bir şey geçiyor mu? Veya Atatürk’ü seven bir tek kişiyi Atatürk’ü sevmekte vazgeçire bildiler mi? Aksine Atatürk’ü sevenlerin sayısı artıyor. Dünyada böyle bir olayın eşi benzeri yoktur. Devletlerinin kurucularını saygı ile yad ederler. Saygı ile anarlar. Saygıda kusur etmezler. Fakat bizde ellerinde gelse Atatürk diyenleri vatandaşlıktan çıkaracaklar. Geçtiğimiz cuma günü cuma hutbesinde kurtuluş savaşı ile ilgili hutbe yapıldı. Kurtuluş savaşına karar veren, savaşı kazanan dan hiç bahsedilmedi. Bu kurtuluş savaşını mutlaka bir komutan yönetmiştir. Neden söylemiyorlar? Ahrete intikal etmiş bir kişini ismini söylemekten korkuyorlar. Oturdukları makamlarda Atatürk sayesinde oturduklarının farkında değiller diyemeyiz. İnsan birazcık elini vicdanına koyarak bir düşünür. Vicdanen rahat olmalıdır. Saygılarımla.

Türküm, doğruyum, çalışkanım, ilkem, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir. Ülküm, yükselmek ileri gitmektir. Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe, durmadan yürüyeceğime ant içerim. Varlığım Türk varlığına armağan olsun.

Türkiye laiktir, laik kalacaktır. Ne mutlu Atatürkçüyüm diyenlere! Ne mutlu cumhuriyetçiyim diyenlere! Ne mutlu Türk milliyetçisiyim diyenlere! Ne mutlu varlığım Türk varlığına armağan olsun diyenlere! Ne mutlu demokratım diyenlere! NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!