Balıkesir Veterinerler Odası Başkanlığı yapan Hüdayi Tanrıkulu hayvanlara şiddet hakkında şöyle konuştu; “Son zamanlar da artış gösteren hayvanlara şiddet, eziyet, tecavüz gibi olayların olmamasının önüne geçmek için çıkmış olan kanun ile beraber hayvanlara gösterilen şiddet cezasız kalmayacak.”

Son dönemler de hayvanlara şiddetlerin arttığını belirten Tanrıkulu,

“Son zamanlar da hayvanlara şiddet, eziyet, tecavüz vakaları Ülkemiz de son dönemler de hızla arttı. Tabi bu istenilen bir durum değil ancak bu konu içinde bu tür olayları düzeltebilmek için yasal düzenlemelerin gerekliliği de şart şimdi bu yasal düzenlemeleri Tarım Bakanlığı ve ilgili Bakanlıklar yapmaya çalıştı. 5199 sayılı hayvanları koruma kanunun da geçtiğimiz temmuz ayı içerisinde de yeniden güncellenip yeniden hayvanları koruma kanunun da değişiklik yapılarak bu şiddet, eziyet, tecavüz gibi hayvanlara uygulanan bu durumların ortadan kaldırılması için yeni bir düzenleme yapıldı. Ancak bu düzenleme yeterlimi dersek bu sorunu çözmek için tek başına yeterli ve donanımlı bir kanun değil eksiklikleri var, bir öncekine göre iyileştirmeler söz konusu olsa da tam manası ile sektörün bu alandaki problemi çözebilecek durumu ortadan kaldırmıyor. Şimdi ilimizde de şehir de dolaştığımız zaman, kırsala çıktığımız zaman ciddi bir sokakta sahipsiz hayvan potansiyeli var şimdi bunu çözebilmek için özellikle yerel idarenin yani Belediyelerin ciddi bir reform harcaması gerekiyor. Hatırlıyorsunuz 3-5 yıldır sokakta çocuklara saldıran son dönemlerde de oluyor farkındaysanız çocuklara saldırıyor insanlara saldırıyor, hatta ölüme dahi sebep olan saldırılar oluyor. Bunun önüne nasıl geçeriz bunun çözümü için Belediyelerin bütçelerinden veteriner işleri ile ilgili daha çok yetki sahibi olması lazım ve Belediyelerin bu işi çözebilmesi için Bakanlıklar ile beraber koordinasyonu sağlayarak ciddi bir yatırım yapması lazım yatırımdan kastım veteriner hekimlerine görev verilecek bunların pozisyonunu bu işte daha aktif hale getirecek bir kurumsallaşma yolunda gitmesi lazım mesela bizim ilimizde de veteriner işleri genel müdürlüğü ile ilgili veteriner işleri genel Başkanlığı Belediyemizin içinde kırsal hizmetlere bağlı olmak ile birlikte ayrı bir birim teşekkürü etmesi lazım sadece bu birimlerin bir tane görevi ise sadece sokak hayvanlarının Rehabilitasyonunu sağlamak olması lazım ama ilk önce bazı tespitler bulunmak anlamın da söylüyorum.” Dedi.

 

 

 

  TANRIKULU; “SOKAK HAYVANLARI KISIRLAŞTIRMAMIZ GEREK”

 

 

“Şimdi bu nasıl çözülür Dünya bunu nasıl çözmüş Avrupa bunu nasıl çözmüş buna baktığımız zaman bunun çözümü hemen akşamdan sabaha olacak bir olay değil bunun çözümü için belli bir zaman lazım bu hayvanların üremesinin önüne geçilmesi lazım kısırlaştırma oranlarının hızla arttırılması lazım sokaktaki bu hayvanları bizler kısırlaştıramadığımız sürece bir kedi yılda bazen 3 sefer doğum yapabiliyor ve gebe kalabiliyor, bir doğumda da 5-6 tane hayatta kalan bir yavrusunun olduğunu düşünürsek yılda bir kediden 15 kedi üremiş oluyor.

Şimdi bunun önüne geçebilmek için bu kedilerin bir günahı yok, bu hayvanların bir suçu yok bu hayvanların suçu ve günahı bizim vebalimiz altında biz bunları üremelerinin önüne geçmemiz lazım bunu nasıl yapacağız biz Veterinerler Odası Başkanlığı olarak zaten diyoruz ki bunların kısırlaştırılma noktasın da serbest veteriner Hekimlerden de hizmet satın alarak Belediyeler toplu ve hızlı bir kısırlaştırma kampanyası düzenlemeli. Evet, kısırlaştırıyorlar ancak İvrindi’deki Ova köy ’deki barınaklarımızın kapasiteleri ve çalışan hekim sayıları bunun altından kalkabilecek kapasiteye sahip değil” Diye açıkladı.

 

 

 

 

 

 

“HAYVAN SEVGİSİ SEVİYORUM DENİLMEKLE OLUNMUYOR”

 

Hayvanlara eziyet ve şiddet konularına gelirsek bizim dinimiz de zaten hayvanlara bakış açısı belli. Türk toplumumun bakış açısı belli şimdi biz vicdanlı ve merhametli insanlarız dinen de kural ve kaideleri sahip olan bir dine sahibiz buradaki yapılması gereken insanlarında bu konuda bilinçlendirebilmek şu konunun da maalesef önüne geçilemiyor. Hayvan sevgisi ben hayvanı çok seviyorum denilmekle olunmuyor. Para ile hayvan satın alıyorlar bunlar değişik cinsler de ırklar da köpekler de oluyor, insanlar diyor ki işte şu cinste köpek bakıyor işte o köpek bu kadar fiyataymış deyip kendisini bir statüye koyuyor. Alıyor evine bakmaya çalışıyor aradan 2-3 ay geçtikten sonra sorunlar yaşamaya başlıyor ve o hayvanı alıyor sokağa terk edip arkasına bile bakmadan gidiyor buna hayvan sevgisi denmez içerisinde biraz hayvan sevgisi olan insan kendisine aldığı hayvanı mal olarak değil dost olarak bilmelidir. O kişinin o suçsuz hayvanı sokağa atması vicdana sığmayacak bir harekettir. Bizim Ülkemiz de kendi hayvanı olmasına rağmen hayvanına işkence eden insanlarımız var sokağa salmak da ciddi bir suç. Yeni çıkan kanun da bunu da cezası söz konusu ama ceza ile de biz bu sorunları bir yere kadar çözebiliyoruz, demekki bizim toplumumuzu hayvan yetiştirme ve sahip çıkma konusunun ne olduğunu bilinçlendirmemiz gerekiyor. Bu konuda eğitimler verilmeli ki yetişen çocuklarımız şu dönemdeki gibi o dilsiz canlılarımıza şiddet yerine sevgi göstersin."