BASİAD Balıkesir Sanayici ve İş İnsanları Derneği yerel kalkınma politikaları kapsamında çözüm önerileri geliştirilmesi ve farkındalık yaratılması amacıyla “İklim Krizi” temasıyla 06 Eylül 2021 Pazartesi günü bir çalışma gerçekleştirdi. İklim krizinin farklı çerçevelerden ele alınarak, söylemden eyleme geçilmesi için çağrıda bulunan katılımcılar, bunun için yapılması gerekenleri ve öncelikli yol haritalarını da aktardı.

Balıkesir Sanayici ve İş İnsanları Derneği “iklim krizi” konusunda farkındalık yaratmak ve bu konu ile ilgili iş dünyası görüşlerini ortaya koymak amacıyla bir çalışma gerçekleştirdi. Çalışma Balıkesir’de ve Ülkemizde “İklimlendirme” sanayi sektörünün öncü kuruluşlarından biri olan Savaşlar Endüstriyel Soğutmanın Yöneticisi ve BASİAD Başkan Yardımcısı Selçuk Savaş’ın koordinasyonunda yapıldı. Balıkesir ve Türkiye’de yaşanan son felaketler dikkate alınarak; iklim krizinde son duruma ve bunun iş dünyası için anlamına değinen İklimlendirme sanayinin önde gelen kuruluşu Savaşlar’ın Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Savaş, “İklimin değiştiğini, daha çok değişeceğini ve bu değişikliklerin kalıcı olacağını tekrar gördük. Yaşanılan son yangınlar ve su baskınları hazırlıksız olduğumuzu ortaya koyarken bu tür olayların konu ile ilgili yapılan araştırmalarda ortaya çıkan bulgularından daha fazla yaşanması tehlikesiyle de karşı karşıyayız” dedi. Şirketlerin Avrupa Yeşil Mutabakatı’nı izlediğini ve bu dönüşüme dahil olma arzusunda olduklarını belirten Savaş şöyle devam etti; “Kısıtları olan, dar bir ekonomik ve karbon bütçesi dahilinde beklenilenden daha hızlı bir dönüşüm artık masada ve bu, Yeşil Mutabakat’ın ötesinde bir dönüşüm gerektiriyor.”

 

İklim değişikliğini iş dünyası açısından sadece ekonomik perspektifte değil insan-çevre odaklı bir bakış açısıyla da ele aldıklarını söyleyen BASİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Baysal, “Ülkemiz için esas beka meselesi olarak gördüğümüz iklim değişikliğinin yarattığı kriz dünyamızı tehdit ederken, insani bir krize de dönüşüyor. Ham maddeden iş süreçlerine, üretimden nihai tüketiciye uzanan, insan-çevre odaklı yeşil ve dijital bir eko-sistemin kuralları yazılırken, ülke olarak kaybedecek bir saniyemiz dahi yok. Ülkemiz afet kurtarma çalışmalarındaki etkinliğini, afet öncesi hazırlık ve özellikle iklim krizi çerçevesinde bütüncül politikalarla geliştirmek zorunda. Bu zorunluluk kamunun öncülüğünde, akademiden sendikalara, STK’lardan iş insanlarına kadar her bir kurum ve kuruluşa büyük sorumluluk yüklüyor. ‘Yarın değil, bugün hemen şimdi’ söylem birliğinden eylem birliğine geçmemiz gerekiyor.” dedi.

 

Toplantıya katılan katılımcılar “Bu yıl Türkiye’de gördüğümüz ani seller ve orman yangınları, iklim değişikliğinin insanlar ve gezegen üzerinde yarattığı zararın kanıtı. Zaman içinde daha sık ve daha yıkıcı aşırı hava olaylarına tanık olacağımızı tahmin edebiliriz. İşte bu nedenle kamunun ve işletmelerin emisyonları azaltmak, üretimi karbondan arındırmak ve afetleri önlemek amacıyla çok daha iddialı politikalar benimsemeleri için acilen eyleme geçmelerine ihtiyacımız var. ” şeklinde konuştu.