Kafamızı nereye çevirsek karşımıza çıkıyor. Sabah körfezin bir ucunda vatandaşla bir araya geliyor öğleden sonra bir bakıyorsunuz basın açıklaması yapıyor, Akşam ise şehrin diğer ucunda davet edildiği bir kuruluşta boy gösteriyor.

Kendisi de Kimyacı olan Özlem Hanım acaba bu hıza yetişebilmek için bir formül mü geliştirdi? Şaka bir yana yaptığı her işe kendini adayan ve başarının sırrının özveriden geçtiğini bilen bir iş insanı ve siyasetçi olan URAL’dan alınması gereken o kadar çok ders var ki.  Aman nazar değmesin diyerek darısını klasik siyasetçilerin başına bırakalım.

Özlem Ural ve partili hukukçular, bu sefer de Balıkesir Barosu’nda karşımıza çıktığı için konuya bu şekilde giriş yaptık. Ural, Gençlik Kolları Başkanı Av. Serhat İnce, İl Başkan Yardımcısı Av. Ömer Yılmazcan, Karesi İlçe Başkanı Av. Semih Tunçlu, Meclis Üyesi Av. Emine Nur Çölleri ve Gençlik Kolları Başkan Yardımcısı Av. Murat Küçüker’i de yanına alınarak yakın zamanda seçimleri kazanarak Balıkesir Baro Başkanı olan Av. Erol Kayabay’ı makamında ziyaret ettiler.

Nezaket ziyareti olarak gerçekleşen görüşmede, hukukçuların sorunlarını dinlediler. Avukatların emekli maaşlarının çok düşük olasından, çoklu baro sisteminin getirdiklerine kadar birçok konuda notlar alan İYİ Parti heyeti, Erol Kayabay ve genç ekibine başarılar diledikten sonra Kepsut İlçe Başkanı Tuğrul Tugay’ın daveti üzerine Hotaşlar, Osmaniye ve Mahmudiye Mahallelerinde vatandaşlarla bir araya gelerek onlara dokunmaya ve onları anlamaya çalıştılar.

20 Yıldır çözülemeyen, çözülmeye de niyeti olmayan ve tüm Balıkesir’in sağlığını riske atan, Simav Çayı’ndaki kirlilikten dert yanan köylümüz, “Simav Çayı’nda ölecek canlı kalmadı.”

Büyükşehir Belediyesinin satışını yaptığı köy arazileri için “Çanakkale Savaşı’ndan sonra açılan meydanları şimdi Büyükşehir satıyor.”,

Kırsalda yaşanan göçe dikkat çekmek için ise “Köyler boşaltılmak isteniyor. Yukarıdaki köyde 60 yaşın altında kimse kalmadı.”,

Su zamanları, mazot ve gübre fiyatlarının engellenemez yükselişi ve emeklerinin karşılıksız kalmasına tepki olarak da “Az kaldı ayağımızdaki pantolonu alacaklar”, “Biz çiftçiyiz, üreticiyiz. Çoluk çocuk bütün emeğimiz, sağlığımız ömrümüz bitiyor ama karşılığı yok.” ve en önemlisi de
 

Her seçim zamanı verilen sözlerden ve kendilerine yapılan saygısızlıklardan sıkılmış ve boğulmuş olan köylümüz, “Atatürk için Köylü milletin efendisidiydi, şimdi köylü milletin efendisi değil enayisi oldu” dedi.