BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş: “Asgari ücretin 10 bin lira olmaması mümkün değil. Bizim ülkemizin kaynakları var, ciddi bir altyapısı var. Biz bunları 3-5 inşaat şirketinden, 3-5 tane rantsal durumdan bile görüyoruz. Öyle bir gelir düzensizliği var ki... Vatandaşımız 3 bin liraya geçinmeye çalışırken, birileri ayda milyonlarca parayı iç ediyor.

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş KRT TV’de Çiğdem Akdemir’in sunduğu Yakından Bakınca programına konuk oldu.

Programda güncel konular üzerine sorulan sorulara cevap veren Hüseyin Baş, Türkiye’nin ekonomik olarak battığını söyledi.

“Bu batışın sebebi aslında Türkiye'nin kabiliyetsizliği” değil diyen BTP lideri şu dikkat çekici ifadeleri kullandı; “Bu batışın sebebi tamamen yönetim tarzımızdan kaynaklanıyor. Bugün işsizlik rakamları açıklandı. Vatandaşımızın şunu bilmesi lazım. Açıklanan bütün rakamlarda farklılıklar söz konusu. Örneğin işsizlik. Bir kere Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları işsizlik konusunda çalışma kabiliyeti olanlar ve olmayanlar diye ikiye ayrılıyor. Böylece ülkenin hemen hemen yüzde 40'ını işsiz olduğu halde işsiz saymıyorlar. Dolayısıyla kalan yüzde 60 üzerinden bir değerlendirme yapılıyor. İşsizlik rakamı yüzde 12 mi çıkıyor, bu da hesaplananlara göre 5 milyon insan mı yapıyor... Esasında 25 milyon insan işsiz. Bu ülkede gerçek işsizliğe baktığımız zaman yüzde 40'ın üzerinde bir işsizlik var.”

 

“Devlet vatandaşına bazı temel hakları sağlamak zorundadır”

 

İşsizlik sorununun ekonomik çarkın döndürülmesini sağlamaktan başka bir formülle çözülemeyeceğini ifade eden Hüseyin Baş,  “Bu devlet için bizim geçmişlerimiz savaşmış, kan dökmüşler. Ben bugün bu ülkede slogan olarak da söylüyorum, 'Hiçbir yere gitmiyorum ve bu ülkeye hizmet etmek istiyorum.”  Atatürk de bunu yapmış, Atatürk'ün ABD'den çağırıp Raman'da petrolü buldurduğu mühendis Türk de bunu yapmış. Herkes bu ülke için bir şey yapmaya çalışmış. Devlet bizim bütün temel ihtiyaçlarımızı karşılasın istiyoruz. Devlet bizim güvenliğimizi sağlasın, biz de o devlete sahip çıkalım. Devletin bana yaptırımı kriz anında bana sahip çıkacağını bilmemdir. Vatandaşlık budur. Bunun aksi devletin suçu değildir. Bu hükümetlerin yaşayış tarzlarıdır, iş yapma biçimleridir.  Son 50 yılda bazı güçler devlet ile milleti karşı karşıya getirmeye çalıştı. Buradaki problem hükümetlerdir, devleti elinde bulunduran kişilerdir. Devleti yönetenlerin aklı veya akılsızlığı olur. Sonuç olarak şunu söylüyorum; Bugünkü yönetim zafiyetleri devletin değil hükümetlerin zafiyetidir. Dolayısıyla ekonomiye bakış açımız bir devlet mantığı ile olursa ve bu dediğim değerler üzerine kurulursa hiçbir problem yaşamayız. Şu an asla böyle değil. Devlet vatandaşına bazı temel hakları sağlamak zorundadır.”

 

Asgari ücret 10 bin lira olabilir mi?

 

“Hükümet bir kere vatandaşın asgari geçim koşullarını sağlamakla mükelleftir. Biz her zaman söylüyoruz. Asgari ücreti biz iktidar olduğumuzda 10 bin TL yapacağız.” diyen BTP lideri Baş, “Asgari ücretin 10 bin lira olması mümkün mü?” sorusuna da şu cevabı verdi;  “Asgari ücretin “10 bin lira olmaması mümkün değil. Bizim ülkemizin kaynakları var, ciddi bir altyapısı da var. Biz bunları 3-5 inşaat şirketinden, 3-5 tane rantsal durumdan bile görüyoruz. Öyle bir gelir düzensizliği var ki... Vatandaşımız 3 bin liraya geçinmeye çalışırken, bu 3 bin liranın 2 bin lirasını kiraya öderken, birileri ayda milyonlarca parayı iç ediyor. Bunları biliyoruz. 5 tane, 6 tane maaş alan bazı bürokratlar olduğunu biliyoruz, duyuyoruz. Sadece bu değil elbette. Ülkenin maden kaynakları, ülkenin kendi gelir oluşturabileceği koşullar var. Bunlar çok detaylı konular. Hepsini de çok açabilirim, saatlerce anlatabilirim. Biz bilimsel bir şeyi konuşuyoruz. Ben bir iddia sahibi değilim, ben bir bilimi ortaya koyuyorum. Devlet vatandaşının asgari geçim koşullarını sağlamak zorunda. 2021 yılı şartlarında devlet vatandaşını ev sahibi yapmak zorunda, devlet vatandaşını araba sahibi yapmak zorunda.”

 

 

“Dünya krizden Milli Ekonomi Modeli sayesinde çıktı”

 

BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, “Bu nasıl mümkün olacak, bu nasıl bir model?” şeklindeki soruya ise şu cevabı verdi; “Bir kere devletin devlet olmasından kaynaklı bir para basma kudreti var. Mesela sayın Cumhurbaşkanı, 'Biz pandemi döneminde 661 milyar lira vatandaşa yardımda bulunduk' dedi. Evet bu para verildi. Bu para size gelmedi, bana da gelmedi ama bu para belli yerlere gitti ve bu para basılarak gitti. Bunu da Milli Ekonomi Modeli'nden hareketle yaptılar. Bakın 2008 yılında ABD’de Mortgage krizi dediğimiz Lehman Brothers bankasının batışı ile başlayan kriz... ABD bu krizden para basarak çıktı. Bunu 2005 yılında Prof. Dr. Haydar Baş'ın yazdığı Milli Ekonomi Modeli kitabına borçlu. 2012 yılından beri Avrupa Merkez Bankası krizleri parasal genişleme ile yani para basarak atlattı. Biz parayı basın ve har vurup harman savurun demiyoruz. Devletlerin GSMH karşılığında basabilecekleri para miktarı vardır. Burada ikinci soru devreye giriyor; ‘tamam da ne kadarını basabilirim’. Mesela Türkiye'de GSMH şuanda 450 milyar dolar civarında bir para.  Biz bunun ne kadarını basabiliriz veya bunun piyasada ne kadarı var. Bugün kredi kartları borçlarını topladığınızda milyarlarca para çıkıyor ama vatandaşın cebinde böyle bir para yok. Bu para nereden oluşmuş? Kredi borçlarına bakıyorsunuz devasa boyutlarda rakamlar ortaya çıkıyor ama böyle bir para piyasada yok. Kan yok vücutta, organlar nasıl çalışabilir. Dolayısıyla vücuda kan vermememiz gerekiyor.”

 

“Milli Ekonomi Modeli kendini tamamlamış ve ispatlamıştır”

 

Milli Ekonomi Modeli’nin kendini tamamlamış ve ispatlamış bir model olduğunu ifade eden BTP lideri Hüseyin Baş, “Bu Rusya'da, Çin'de uygulanan bir model... Biz 2013 yılının Şubat ayında merhum genel başkanımız babam Prof. Dr. Haydar Baş ile birlikte Rusya'ya gittik. Babam Rusya Parlamentosu'nda bu modeli 4.5 saat boyunca anlattı. Orada LDP Genel Başkanı Vladimir Jirinovski salondaydı. Putin başdanışmanı vesilesiyle bunu dinledi ve o günden bugüne bu modeli uyguluyorlar. Dolayısıyla bu dünyada uygulanan ve kendini tamamlamış bir model. Biz de ekonomik koşullar açısından bunu uygulayacağımızı söylüyoruz. Ekonomi zor, ekonomi şöyle böyle… Bunlar işin hikayesi, insanların uyutulması. Ekonomi bu kadar zor bir alan değil. Bu ülkedeki işsizlik, istihdam, temel ekonomik problemler çözülmeyecek problemler değil. Bu problemleri AKP dahil hiçbir partinin çözme ihtimali yoktur. Çünkü partiler ekonomiye kapitalist sistem üzerinden bakıyorlar. Mevcut ekonomik düzende her zaman belli bir sermayedar grubu var. Mesela serbest piyasa diyorlar. Böyle bir yalan olabilir mi, serbest piyasa diye bir şeyin olduğuna kim inanır? Serbest piyasa tekelleşmiş 3-5 tane şirketin fiyatlandırmayı belirlediği piyasadır. Serbest diye adını koydukları şey aslında tekelleşmiş bir piyasa türüdür. Bugün araba fiyatlarını araba tekelleri belirler, online pazarlar öyle…  Kim neye ne fiyat biçiyorsa piyasanın fiyatı budur. Bu böyle olamaz. Devletin geliri vatandaşın tamamına dağıtılabilmelidir.  Dağıtmak zorundayız ve bu devlet bunu yapabilecek kabiliyettedir. Ben ÖTV'yi kaldıracağım dedim. Sanki ben bunu siyasi bir rantın peşinde koşmak için söyledim. Asla böyle bir şey yok. ÖTV'yi kaldırmak piyasayı rahatlatmaktır. Bu ülke kuruluşundan 10-15 yıl sonra uçak üreten bir ülkeydi.  Atatürk'ten sonra geçen 90 yılda bir tane araba üretilemedi. Bu Atatürk vizyonu taşımak ve Atatürk'ün ışık tuttuğu yolda yürümekle olur. Bize lazım olan bu. Biz Atatürk'ün ışık tuttuğu yolda yürürsek başkaca hiçbir sorunla karşılaşmayız.” şeklinde konuştu.