Ünlü oyuncu Melis Birkan ve Caner Cindoruk, kadının sesini duyurmaya, kadınların hikâyelerini anlatmaya, onların özgürlüğü için elimizden geldiğince destek olmaya çalıştıklarını söyledi.

Ünlü oyuncu Melis Birkan ve Caner Cindoruk, kadının sesini duyurmaya, kadınların hikâyelerini anlatmaya, onların özgürlüğü için elimizden geldiğince destek olmaya çalıştıklarını söyledi.
Kültür Bakanlığı ve Ankara Sanat Tiyatrosu katkılarıyla Ayvalık Belediyesi tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen Kadın Oyunları Festivali, ünlü oyuncu Melis Birkan ve Caner Cindoruk’un sahneledikleri ’Yeni Bir Şarkı’ oyunu ile başladı. Oyun öncesi konuşan Melis Birkan, 'Her gün yeni bir kötü haber alıyoruz. Ama maalesef bununla ilgili herhangi bir önlem ya da yeterli cezaların verilmediği bir süreçten geçiyoruz. O yüzden de kim ölünce yeter? Neye ölünce yeter? Kim, ne kadar şiddet görünce yeter? bilemiyorum. İnsan bazen kendi söylediklerini bile sorguluyor. Ayvalık’taki gibi festivallerle kadının sesini duyurmaya, kadınların hikâyelerini anlatmaya, onlarla ilgili özgürleşmek adına, kadınların seslerini duyurmaya yardımcı olan bu tür festivalleri de bizler elimizden geldiğince desteklemeye çalışıyoruz' dedi.

Kadına şiddet konusunda ateşin düştüğü yeri yaktığını savunan Melis Birkan, 'Biz, gördüğümüz, duyduğumuz ve okuduğumuz şeylerin üzerinden bakarak, ‘Bunlar nasıl oluyor’ ya da ‘Bu insanlar nasıl bu şekilde hayatlarına devam edebiliyorlar?’ diyebiliyoruz. Bu tür şiddetleri yaşayanlar için başkasının adına acı duymayı yada feryat etmeyi anlayabilmek mümkün değil. Çünkü böyle bir olaya maruz kalmayanlar bunu tam olarak hissedemez. Bu tür şiddetleri yaşayan insanların ne yaşadıklarına ve onların söylediklerine daha çok kulak asmalıyız diye düşünüyorum. Bence, bu tür olayların çözümünü, bu şiddeti yaşayan insanların üzerinden bulmak gerektiğine inanıyorum' diye konuştu.

Sadece Türkiye’de değil, erkeğin egemen olduğu bir dünyada yaşayıp, böylesi bir çağın içinde olduğumuzu vurgulayan Caner Cindoruk ise, 'Her şeyin erkek aklıyla kurulduğu, eğitimin ve hayata dair her şeyin merkezinde erkek egemenliği var. Artık günümüz kadınlarının haklarını savunma konusunda daha duyarlı olduğunu düşünüyorum. Kadınların günümüzde haklarını alabilmek için daha fazla seslerini çıkarmaya başlayıp, daha fazla hak ve özgürlük taleplerinde bulunduklarını ve bu hakları almaya başladıklarını gözlemliyorum. Bu tarz oyunlar ve festivaller eğitim için, toplumu bilinçlendirmek için çok kıymetli olduğunu düşünüyorum. Çünkü kadına şiddet konusunun temelinde eğitimsizlik yatıyor. Melis’in de söylediği gibi ‘yeter’ demekten artık dilimiz yoruldu. İnsanlar acı çekiyor. İnsanlar ölüyor. Şiddet görüyor. Kimliklerini kazanamıyorlar. Bunlar gibi bir sürü mesele var. Bizim oyunumuz, Yeni Bir Şarkı’da tamda birey olarak kendi özgürlüğünün araması, kendi dünyasını, kendi ekseninde olmasını anlatan ve bununda ilk kendi alanını oluşturmasıyla gerçekleşebileceğini düşünen bir fikir var. Oyunda da yine erkek egemen dünyasına, 10 bin yıllık birikimiyle erkek aklına, kadınları kolay elde edebileceklerine, kadınları her zaman himayeleri altına alabileceklerine inandıkları bir unsur olarak gördükleri için oyunumuzun yazarı Marguerite Duras tam da burada ‘hayır’ diyor ve bunu çok güzel bir kadın-erkek ilişkisiyle kadının durması gereken alanı çok güzel tarif ediyor' dedi.
Kadına şiddet konusunda duyarlı insanların duygularını tarif edebilmesinin oldukça güç olduğunu savunan Caner Cindoruk, 'Bu tür olayların karşısında duyarlı insanlar nasıl kayıtsız kalabilir? Ne yazık ki bu konuda çok da fazla söylenebilecek bir şey yok' diye konuştu.